Az önce bir araştırma yaparken karşıma geldi. Hemen paylaşmak istedim.
Aslında çay kültürü Çin ve Japonya’dan bizim kültürümüze Orta Asya Türkleri sayesinde geçmiştir ve Türk çay içimi adabının/seramonisinin temelleri de burda atılmıştır. Bunu 1862’de Vambery’nin Buhara’ya yaptığı gezi sırasında aldığı notlarda şu şekilde görmek mümkün:
Burada çayı şekersiz ve mısır unuyla iç yağından yapılmış bir tür çörekle birlikte içiyorlardı. Çaya üflemek edebe aykırı sayılıyor; bu nedenle soğutmak için kasenin içinde sallayıp çalkalamak gerekiyordu. Zarif ve görgülü bir kimse olduğunu kanıtlamak isteyen kişi, sağ dirseğini sol elinin üzerine koyarak, bir damla bile dökmemek şartıyla, elindeki kasenin içindeki çayı nazikçe bir hareketle sürekli döndürmeye özen göstermeliydi. Eğer bir damla bile dökecek olursa bütün ününü yitirebilirdi. Çay içmek, her gün bir kaç saati alıyordu. Çaydanlık boşaldıktan sonra içlerindeki kaynamış yapraklar orada bulunanlara dağıtılıyordu. Ama çaydan iki bardakla tutulabilecek ölçüden fazlasını almak zerafete aykırı sayılıyordu. Burada bulunduğum süre içinde her yemeğimde haşlanmış et, en iyisinden ekmek, çay ve meyveler bulundu…
Şu anda düşünüyorum da modern çay kültüründe de böyle ritüeller var mı? Aklınıza bu konuda bir şeyler geliyor mu?
Kaynak: Arminius Vambery, Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi. Özalp Yayınevi, İstanbul 2009.
Sanırım çay kaşığını bardaktan çıkarıp, çay tabağına koymak daha fazla içmeyeceğim, başka almayacağım anlamına geliyordu. Yoksa tam tersi miydi? 🙂
Hemen araştırıyorum! Bu tarz işaretler çok ilginç, Çinliler de Gaiwan denilen kapaklı bardaklarının kapağını masaya koyuyorlar daha fazla çay istemek için mesela 🙂
sag dirsegi sol elin avucuna koymak , sanirim farketmeden yaptigimiz bir sey zaten. bide uflemek konusunda benzerlikler var. Turkiye’de bu kadar ciddi bir ayirim yok tabi, ama cocukken mug’dan icilen caylar buyuyunce ince belli bardaklara donusuyor. rituel’in ve zarefetin basladigi yer bence.
Katılıyorum! Daha bir ciddiyet geliyor çay içme olayına o geçişle…
Türk çayının su gibi aktığı ‘gün’lerde, çay kaşığı, bardağın tepesine dengeli bir biçimde yatık konur. Çay servisi yapana, ‘Teşekkür ederim ben daha içmeyeceğim’ mesajı vermek içindir.
Ece Şakarer adlı hanfendi tamamen uydurmuş. Kendisini, Türk kültürüne, çay kültürüne ve direk çaya davet diyorum.
çay bitince bardağın uzerine cay kasigini ters kapatmak Türk kulturunde artık cay icmeyeceginizi anlatir 🙂
Bir de kıtlama diye tabir edilen şekerler ile çay içmek vardır doğu bölgelerinde. Sanırım 2. Dünya savaşı esnasında şeker kıtlığından böyle bi yöntem çıkmış çünkü şu an kullandığımız şekerler üçte biriyle 2-3 bardak çay içenleri gördüm. Onun yerine kuru üzüm kullananlar da var. Gerçi bana göre çay şekersiz içilmeli ya neyse 🙂
Harika bilgi! Ben daha önce duymamıştım. Teşekkürler!
Sorunun üzerinden epey geçmiş ama çay kaşığı ile kapama biraz sosyetik sinyal, çayı çok içen Erzurumda içer misin diye sorulmadan sürekli tazelenir, misafir ne zaman “cırıldım” der ve eliyle kapatır servis biter.